Birilerini öldürmek ne kadar da kolay, yaşıyorum dediğin hayatın hafızasında. Bir katilin iğrelti acımazlığına ne kadar kolay sahip oluyor herkes öldürmek istediğinde birini veya birilerini. Defalarca karşılaşıp maktulle, defalarca umursamazlık haline bürünmek ne kadar da kolay.
Beyninin tüm kıvrımlarından süzülerek yenilenen öfkesini avuçlarının içine alarak, nasıl da kolay terkediyor cinayet mahalini insanı mahlukat. Hafızasının karanlık çıkmaz sokaklarında boylu boyunca uzanan cesedin yanından geçerken, yüzünü tiksinerek çeviriyor tüm katiller. Az önce geçmişi ile girdiği kumarda feda ettiği yaşanmışlıkları değilmişçesine geçiyor öldürdüğünün gözlerinden usulca.
Bir zaman çizgisi olmadan fi tarihinde başlayıp fi tarihinde bitecek, dünsüz, bugünsüz, yarınsız zamanlarda birilerini öldürmek nasıl da kolay. Kör bıçakla zırhını delmeye çalışırken, maktulün bedeninin soğukluğunda üşümek kadar kolay. Ani bir öğürme tutulamaz bir kusma hissi. Sonrası derin bir nefes, daha da sonrası herkes olabilmek. En sonunda ise sıradan bir günün ilk dakikası.
Zaman zaman geri dönülemeyen zaman vazgeçilemeyen zaman zaman ise üstüne sinilen bir kokunun kendisidir cinayet mahali. Ve cinayet mahallinde vicdanı, hafızası, vazgeçilmez sebepleri ile bıçak sırtında göz gezdirir insan. Unutulmuş olanın hikayesini dinlemek istemeyenlerdendir artık. Bir soykırımın son tanıdığıdır, katili görmüş tek kişidir. Onun dışında kalan herkes ve her şey "yanlış ve sessizdir."
"Birilerini öldürüyorum Zeze, nasıl mı onları unutarak"
Şeker Portakalı
Pınar ANTARES
5 Mayıs 2020
Comments